Wednesday, December 19, 2012


KÜRESEL ISINMANIN CANLILAR 
ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

    Küresel ısınmanın bitki ve hayvan türlerinin sayısının azalmasına, yaşam alanlarının
ve  yaşamlarının değişmesine, bazı türlerin neslinin tükenmesine  etki edeceği yapılan
araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır.


  •  Hayvan Türlerine Etkileri


    Küresel ısınmanın  canlı türleri üzerindeki olumsuz etkileri oldukça fazladır. Küresel
ısınmadan hayvanlar daha çok etklenmekte, gerek yaşam biçimleri gerekse tür çeşitliliği
önemli derecede  etkilenmektedir. Biyoçeşitliliğin önemli bir ögesi olan tür zenginliğindeki
azalma çağımızın en önemli çevre sorunlarından biridir.


  • Ekosisteme Etkisi 

Canlıların karşılıklı madde alışverişi yapabildikleri herhangi bir ortama “ekosistem”
denir. Diğer bir deyişle herhangi bir ortamdaki canlı ve cansız varlıkların birlikte
oluşturdukları bütünlüktür. Doğanın yapısında mükemmel şekilde işleyen bir denge vardır.
Bu dengenin bozulmasından tüm canlı ve cansızlar etkilenir.
Yeryüzündeki biyolojik çeşitlilik milyonlarca yıldır var olmakla birlikte zaman
içerisinde tür kayıplarının olduğu da bilinmektedir. Bugün geçmişte yaşamış dinazorlar ile
diğer bazı hayvan türleri fosillerinden tanınıyor. Geçmişte dünya ekosisteminde hayvan tür
kayıpları olmakla birlikte yaşadığımız son yüzyılda oldukça artmıştır.

Dünya ekosistemindeki hayvan tür kayıpları doğrudan bütün canlıların yaşamını
etkilemektedir. Hayvan türleri küresel ısınma sonucu daha yüksek kesimlere doğru bir
yayılış göstermektedir.

  • Yaşam Biçimlerine Etkisi

    Küresel ısınma, biyolojik ve fiziksel sistemleri olumsuz etkilemektedir. Bazı hayvan
türlerinin sayısı hızla azalırken kene gibi bazı türler de çoğalmakta, kaplan ve balıklarda
hayatta kalabilmek için göç etmektedir. Küresel ısınmanın beraberinde getirdiği iklim
değişikliği her kıtada gerek fizik gerekse biyolojik yaşam alanlarını tehdit etmektedir.
    Eriyen buzullar, genişleyen çöller ve ısınan denizler canlı türlerinin kaderini derinden
etkileyen faktörlerden bazılarıdır.



Eriyen buzulların hayvan türlerini olumsuz etkilemesi


    Bu durum, birçok hayvan türünün şimdiden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
kalmasına, birçoğunun da eski yaşam ve yayılma alanlarının daralmasına neden olmaktadır.
Küresel ısınma nedeniyle hayvanlardaki kış uykusu ve yumurtlama sürelerinin ortalama beş
gün erken başladığı, göç etme  süresinin de 2-3 gün geciktiği belirlenmiştir. Bu durum
hayvanların yaşam biçimlerinin değiştiği anlamına gelmektedir.
    Buzulların  hızla erimesiyle okyanus ve deniz suyu seviyesinin hızla yükselmesi,
kıyılarda canlılar için gereken yaşam alanını tahrip ederken hava sıcaklığındaki çok küçük
değişiklikler bile bitki türlerini yok etmekte ve hayvanların yaşaması için gerekli olan besin
zincirinin kırılmasına yol açmaktadır. Bu da önümüzdeki yıllar içinde birçok hayvan türünün
yok olacağını göstermektedir.


  • Türler Arasındaki Etkilenmeler

    Çoğu hayvan türleri kısa dalga boyunda enerjili güneş ışınlarına karşı kalın derili ve
derideki renk değişiklikleri nedeniyle insanlara nazaran çok daha fazla korunmaya sahip
olmalarına rağmen bazıları artan ultraviyole ışınlarından etkilenebilir. Bu ışınlar evcil
hayvanlarda, insanlarda görülenlere benzer kanserlere neden olur. Gözler ve vücudun güneş
ışınlarına maruz kalan kısımları çok daha fazla risk altındadır. Cilt tümörleri inek, keçi,
koyun, kedi, köpek, at, domuz ve sığırlarda görülmektedir.
    İklim değişiklikleri ve ısınmalar, hayvan türlerinin etkileşiminin kaderini derinden
etkileyen  faktörlerdir. Kuşlar, balıklar ve deniz kaplumbağalarının türleri arasında göç
nedeniyle değişikliğe uğradıkları gözlenmiştir. Halkalı, yağmur kuşu gibi bazı balıkçıl türleri
artık kışları İngiltere’nin batı sahili  yerine doğu sahilinde geçirmeye başladıklarından bu
hayvan türleri arasında olumsuz etkilenmeler baş göstermiştir.
    Denizlerin ısınması yüzünden bazı kaplumbağa türleri yok olma tehdidiyle karşı
karşıya kalmaktadır. Çünkü denizin ısısı, kaplumbağaların yumurtalarından çıkacak
yavruların cinsiyetlerini belirlemede rol oynamaktadır. Isı değişikliği  bazı kaplumbağa
türlerinde yeni  erkek doğumlarını etkilediği için kaplumbağa türleri arasındaki etkileşimi
olumsuzlaştırmaktadır.



  • Üremelerine Etkisi

İklim değişimi, gezegenimizdeki yaşam modellerini  değiştirmekte ve bunun
sonucunda pek çok hayvan türü yok olup  çoğalamamaktadır. Değişen iklim, hayvanları
hayatta kalabilmek için göç etmeye zorlamaktadır. Küresel ısınmanın hayvan türlerinin
çoğalmalarına olan etkileri;

- Kuzey Amerika kıyılarındaki somon balıklarının üremesinde suların ısınması
sebebiyle ciddi bir düşüşün oluşması,
- Kuşların son 20 yılda bahar aylarında havada görülen sıcaklık artışı yüzünden
daha erken yumurtlamaya başlaması,
- Yavruların  doğduklarında beslenecek böcek türleri bulamadıkları için hayatta
kalmalarının tehlikeye düşmesi,
- Geri çekilen bir buzul ve deniz üzerindeki buzun normalden önce parçalanması,
deniz foklarını avlamak için buza ihtiyaç duyan kutup ayılarını zor durumda
bırakması,
- Tatlı su yaşam alanları, kirleneme ve barajlar yüzünden bozulduğundan tatlı su
yunusları, mersin balığının çoğalamamasıdır.
  • Bitki Türlerine Etkisi

Küresel ısınma daha önceki iklim tipine uyum sağlamış bitki topluluklarında değişime
yol açmaktadır. Küresel ısınma bitki habitatının üçte birini, nadir görünen türler ve bölünmüş
ekosistemler kirlilik ve ormanların yok edilmesinden dolayı tehdit altında ve yok olma
tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.

  • Ekosisteme Etkisi

    Bir ekosistem insana durağan gözükse bile jeolojik ölçü içinde evrime uğrar. Nitekim
ılıman Avrupa’da çıplak toprağa canlıların yerleşmesi, otsu bitkilerin öncü olarak
yerleşmesiyle başlamıştır. Sonradan bunun yerini, birbirini izleyen çeşitli bitki toplulukları
almış ve son evre olarak da ormanlar ortaya çıkmıştır.




    Uzun süren kuraklıklar sonucunda ekosistemdeki bitki sayısının hızla azalması
Ekosistemdeki bozulma bir bütün olan çevrenin yapı ve işleyişini olumsuz etkiler.
Uzun süren kuraklıklar sonucu ekosistemdeki bitki sayısı hızla azalır. Toprakta oluşan
tahribat ve kirlenmeler önce bitkilerin sonra da diğer canlıların yok olmasına neden olur.
    Ormanların kesilmesi ve yanması çevrenin çölleşmesine ve sonrasında küresel ısınmaya
etkide bulunur.
    Ekosistemdeki bozulmanın diğer bir etkisi de toprağın su ve  rüzgâr etkisiyle aşınıp
taşınması olan erozyonun artması ve çevredeki bitki örtüsünün azalmasıdır. Bu da toprağın
tahrip olup tarım toprağının ürün veriminin azalmasına neden olmaktadır.
Orman ekosistemleri, odunsu canlı kitlelerin her yıl artması ve dökülen yaprakların
toprak karbon deposuna katılmasıyla karbon tutmaktadır. Orman ekosistemi olgunlaştıkça
toprağın organik madde miktarı ve ekosistemdeki toplam solunum artmaktadır. Ormanlar,
bir ağaç topluluğu olmanın yanı sıra binlerce yılda yaratılmış toprağıyla içinde barındırdığı
milyonlarca bitki, hayvan ve mikroorganizmalarıyla ve bunların karşılıklı  ilişkileri ile bir
çevre sistemi ve yaşama birliği oluşturmaktadır. İnsan eliyle yok edilen bu sistemin tekrar
insan eliyle geri getirilmesi son derece güçtür.

  • Yaşam Biçimlerine Etkisi

    Küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin sınırları yoktur ve bu olumsuz etkiler bitkiler
için de büyük bir tehlike oluşturmaktadır. İklim değişiklikleri bitki çeşitlerinin sadece enlem
ve boylamdaki dağılımını değil, yükseklikteki dağılımını da etkilemektedir. Bu durum
bitkilerin 10 yılda bir ortalama 29 metre tırmandığını göstermektedir.
    Aynı bölgede yaşayan ve aynı karakteristik fizyolojileri paylaşan bitkilerin çoğu göç
etme eğilimi taşımaktadır. Bu eğilimler yüksekte yaşayan bitki çeşitlerini daha fazla
etkilemektedir.
    Küresel ısınma yüzünden bitkilerin çiçek açma dönemleri değişiklik göstermektedir.
Yeni koşullara ayak uyduranlar ayakta kalmakta, adapte olamayanlar ise yok olmaktadır.
Dolayısıyla sıcaklık yıllar içinde bu şekilde artacak olursa bitkilerin çiçeklenme dönemi
değişecektir. Ama bu değişim yaşam biçimlerini  değiştirdiği için bazı türlerin yavaş yavaş
yok olması beklenmektedir.

  • Türler Arasındaki Etkilenmeler

    Kara sistemi, canlı dünyanın iskeleti olarak kabul  edilmektedir. Toprak insanlara ve
yeryüzündeki diğer tüm canlılara yaşam alanı sağlamaktadır.  Hava, bitkilerin fotosentez
yapmaları için karbondioksiti, insanlar ve birçok hayvan yaşamı için oksijeni sağlayan bir
kaynaktır. Bu yönüyle ormanlar ve yeşil bitkiler de bu sistemin akciğerleri olarak kabul
edilir.
    İklim değişikliği sonucu oluşan sıcaklık terlemeyi arttırır ve bazı bitki türleri
kökleriyle daha çok su almak zorunda kalır. Daha çok su ise topraktan daha fazla mineral
madde alınmasını sağlayarak bitkinin gelişmesini hızlandırmaktadır. Bir başka bitki türü de
aşırı sıcaklık yüzünden su alamayıp kurumaktadır. Bu da bitki türleri arasındaki etkileşimi
olumsuz etkilemektedir.


  • Çoğalmasına Etkileri

    Sıcaklığın artması bitkilerin can damarı fotosentez işlemini yavaşlatmaktadır. Bu
durumda bitkinin büyümesi yavaşlar ve döllenerek çoğalması etkilenir.
Bazı bitkiler daha önce çiçek açar bazı bitkiler de hiç açmaz. Örneğin, haziran ayında
bugüne kadar ortalama sıcaklık 15 dereceyse bugün 20 dereceye ulaşmıştır. Bu sıcaklıkta
bitkinin tam tomurcuk olup da açacağı dönemde ani bir sıcaklık dalgası tomurcuğu kavurur.
Bitki çiçek açamaz. Çiçek açamaması demek bitkinin çoğalamaması demektir.


  • Alınabilecek Önlemler

    Küresel ısınmanın dünya ve canlılara olan olumsuz etkilerini  en aza indirmek için
önlemler alınmak zorundadır.

  •  Enerji

    Teknoloji çağında olan dünyada çevre sorunlarının sebeplerinin en başında enerji
üretiminin sonucunda oluşan kirlilik yer almaktadır. Bu konu, ülkelerin kalkınma planlarının
merkezini oluşturmaktadır. Enerji üretiminde  üç temel önlem üzerinde durulması
gerekmektedir.

- Endüstriyel enerji

    Enerjinin büyük oranda tüketildiği ana mekânlardan birisi ve en önemlisi endüstriyel
alanlardır. Buradaki enerji problemlerinin önlemesi için;

- Enerji kaybının önlenmesi,
- Geri dönüşümün geliştirilip kullanımlarının arttırılması,
- Üretilen mallarda kullanılan enerjinin azaltılması,
- Daha az enerji kullanarak daha çok güç üretilmesi,
- Yeşil alanların ve ormanların arttırılması gereklidir.
- Alternatif yakıt

    Dünya  üzerinde yaşayan insan sayısını düşününce kullanılan yakıt miktarı ciddi
sorunlara neden olmaktadır. Doğaya dost yakıtlar kullanmak da küresel ısınma probleminin
önlenmesinin başında gelmektedir.

- Fosil olmayan yakıtlı jeneratörler kullanarak (hidrojenle çalışan araçlar)
- Taşıma araçlarında solar enerji kullanarak
- Araçlarda LPG (likit petrol gazı) kullanarak
- Yenilenebilir enerji kaynakları
 
    Devletlerin en stratejik problemi enerji kaynaklarıdır. Enerji günümüzde bir güç
göstergesidir ve bu güç göstergesi de petrolle tanımlanmaktadır. Bu noktada sera etkisinin
temeline bakıldığında ve dünya üzerinde enerji üretiminin en büyük kaynağının petrol
olduğu göz önüne alınınca sera etkisinin en büyük sebeplerinden birisinin de petrolden
üretilen enerji olduğu anlaşılmaktadır. Bunun için yenilenebilir, doğaya dost hidroelektrik,
jeotermal, biyokütle, solar ve rüzgâr enerji kaynakları kullanılması tercih edilmelidir.

  • İnsanların Sayısal Yoğunluğu ve Dağılımı

    Bugün dünya nüfusu yedi milyar civarındadır. Nüfusun artması demek, insan
ihtiyaçlarının dolayısıyla da tüketimin artması demektir.
Dünya üzerinde insan miktarı arttıkça giysi, otomobil, besin vb. insanoğlunun
yaşamında yer alan ürünlerdeki üretim de artar ve üretim mekanizmalarında doğaya atıklar
bırakır. Bu yakıtlar da sera etkisi yapan gazları içermektedir.  Sera etkisini azaltıp, küresel
ısınmadaki anormallikleri bir ölçüde engelleyecek temel önlem, nüfus artışının kontrol altına
alınması gerekmektedir. İnsanlar bu konularda bilinçlendirilmeli ve uluslararası önlemler
alınmalıdır.

1 comment: